Londra’da UBS’in düzenlediği Benchmark Minerals etkinliğinde elektrikli arabalar ve depolama konusunda ilginç konuşmalar olmuştu. Etkinliğe katılan FGE’den Cüneyt Kazokoğlu kendi aldığı notların bir kısmını benle de bölüştü. Yayınlamam için de izin verdi:
Geçtiğimiz haftalarda büyük bir yatırım bankasının düzenlediği elektrikli arabalar ve akü trendleri etkinliğine katıldım. İşim petrol, özelde de değişen enerji ve petrol talebi odaklı olduğu için bu konular benim için çok önemli. Bankanın kendi öngörülerinden ziyade iki farklı oturumda öğrendiğim ve bu konularla ilgilenenlere faydası olacağına inandığım birkaç noktayı kısaca paylaşmak istiyorum.
Tony Seba
Tony Seba ismini duyanlar ya da kendisini takip edenler radikal öngörüleri hakkında bilgi sahibidirler. Bundan neredeyse 10 yıl sonra, 2030’da bütün ulaşım sektörünün baştan aşağı değişeceği, toplu taşımanın kalkıp sadece otonom ve elektrikli arabalarla seyahat edeceğimiz vb öngörülerden,araba sektöründeki kırılmayı mütemadiyen cep telefonu sektörü ile karşılaştırması gibi mantıksız bulduğum bir sürü yorumu var.
Fakat Seba’nın değeri, öngörülerinden ziyade gidişatı nasıl okuduğu, düşünme şekli.
Seba kırılmaların (disruption) teknolojilerin birbirleri ile yakınlaşıp birleştiği anlarda gerçekleştiğini söylüyor. Misal akıllı telefonlarda birbirinden bağımsız 5 teknolojinin gelişip kesiştiği yerde pazarda kırılmanın gerçekleştiğini vurguluyor. Bu 5 teknoloji
• Veri depolama
• Dijital fotoğraf
• İnternet hızı
• Dokunmatik ekran
• Lı-ion aküler
Bu kırılma için önemli olan bir detay da sadece 1 firmanın başarılı olmasının yetmesi, yani örneğin Apple’ın iPhone’u çıkarması bütün telefon dünyasını baştan aşağı yeniden tasarladı.
Gelelim bizim konuya. Ulaşımda Seba 3 teknolojinin şu anda birbirlerine yaklaştığını ve birleştikleri noktada kırılmanın gerçekleşeceğini söylüyor. Bu 3 teknoloji
• Talep bazlı ulaşım (UBER vs gibi platformlar)
• Otonom araçlar
• Elektrik arabalar
Seba’nın bu trend eğrileri doğru olabilir, fakat çıkarımları çok radikal. Seba 2020-2025 arasında elektrikli arabaların işletme maliyetlerinin içten patlamalı motorlu araçlara oranla 10 kat ucuz olacağını ve bu nedenle filo operatörleri tarafından tercih edileceklerini iddia ediyor.
Otonom araba geliştirici Waymo firmasını “otomobilin Apple”ı olarak niteliyor ve sadece onların başarılı olmasının dahi bütün endüstriyi değiştireceğini belirtiyor.
Bütün bunların sonucu olarak 2030 yılında ABD’de kişisel ulaşımın %95’inin otonom ve elektrikli arabalarla yapılacağı, toplu taşım diye birşey kalmayacağı vs. gibi iddiaları var.
Dediğim gibi, Seba’nın öngörüleri ve verdiği yıllara fazla takılmamak, fakat düşünce sistematiğini anlamak önemli.
Benchmark Mınerals İntelligence
Benchmark Minerals nispeten yeni kurulmuş ve akü teknolojilerinin giderek yükselen dalgasında sörf yapan bir firma. Lithium-ion aküler hakkında analiz ve hammadde fiyatlaması yapıyor.
Önemli noktalar:
Otomobil tipi toptan alıcılar için li-ion akü fiyatları 2014’te 280$/kWs’ten şimdi 120-130$/kWs’e düşmüş durumda.
Tesla’nın da kullandığı 18650 tip silindir akülerde enerji yoğunluğu 1992’de 200 Ws/litre’den 2002’de 420 Ws/litre’ye, 2012’de 600 Ws/litre’ye ve 2018’de de 770 Ws/litre’ye inmiş durumda. Burada önemli bir nokta, bu tip akülerdeki fizyolojik 800 Ws/litre sınırı.
Fakat bu demek değil ki yolun sonuna geldik. Bundan sonraki verimlilik, akü takımı ve yazılım teknolojisindeki gelişmeler ile sağlanacak ve anladığım kadarıyla daha bayağı potansiyel mevcut.
Tesla’nın iki büyük avantajı var. Birincisi NCA tipi akü (Nikel-Kobalt-Aluminyum oksit) kullanması. İkincisi ise kendi yazılımlarını yapmaları. Özellikle bu ikinci nokta, yani software bağımsızlığı çok önemli. Buna mukabil çoğu diğer otomobil markası NCM (Nikel-Kobalt-Magnezyum) akü kullanıyor ve yazılımları da akü üreticilerinden vs alıyor.
Bu arada herkes otomobil sektörüne bakarken, asıl büyük potansiyeli enerji depolama sektöründe bekliyorlar. Çünkü akü temelli bir elektrik depolama tesisi 3-8 ay içinde kurulurken, otomobil endüstrisinde bir model devri 4-6 yıl alıyor.
Akü fiyatlarının 2020’de 100$/kWs’e düşmesini beklemiyorlar, çünkü hammadde fiyatlarındaki artış (bilhassa lithium ve kobalt) yüksek olacak. Bu fiyatları ittiren talep neticesinde kobalt pazarında 2022’den itibaren arz eksiği bekleniyor.
2023’te Çin (%53), Avrupa (%17) ve Kuzey Amerika (%14) lithium-ion akü üretiminin an amerkezleri olacaklar.